24 Kasım 2013 Pazar

“Peki bunu nasıl yapardın?”

“Parayı komisyoncuma verir ve ona da New York’ta yatırım yapmasını söylerdim.”
“Peki onun ne yapması gerekirdi?”
Rahatlığımı tekrar kaybederek, “Eee, emin değilim.” dedim.
“Herşeyden önce senin ıngiliz sterlini olan paranı alıp dolara çevirecektir. Ancak bundan sonra New York’daki senetlerden satın alabilir. Böylelikle elinde sana dolar olarak %12 getirisi olan bir yatırım aracı olurdu. Eğer bu bütün dünyada olursa, sonuç ne olurdu?”
“Dolar talebinde bir artış mı olurdu?” diye bir tahmin yürüttüm.
“Çok doğru. Yani, ABD’deki faizlerdeki artışın net sonucu, yurt dışında kuvvetli bir dolardır. Bunun manası da ihracatımızın daha pahalı ve işalatımızın daha ucuz olmasıdır. Biz ihraç ettiğimizden daha fazla işal edebiliriz ve aradaki fark da yüksek faiz arayan ülkelerden gelen dolar akışı ile kapanır. ıhracatımız azaldığı için bir miktar iş kaybederiz, fakat enflasyon oranımızı düşük tutan ucuz işalat kazanmış oluruz. şimdi, diyelimki sen uluslararası bir firmanın yöneticisisin. Bu durumla nasıl başa çıkarsın?”
“Herhalde alımlarımm çoğunu diğer ülkelere kaydırmaya çalışırdım. Yani daha ucuz olacakları için işal ürünler almayı tercih ederdim.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder